ads

 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık Ders Kitabı Cevapları 2022 2023,10.Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları Düşler Yayıncılık 2022 2023, 10.Sınıf Edebiyat Kitabı Cevapları, KİTAP CEVAPLARI, EDEBİYAT KİTAP CEVAPLARI,




onedebiyat.net'in değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.

Derskonum.com olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..



Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık Ders Kitabı Cevapları 2022 2023 üzerine bir paylaşım yazacağız. 


KİTABIN PDF si İÇİN TIKLAA

CEVAPLAR AŞAĞIDA


Sizde eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.

destek olmak için lütfen  LİNK paylaşınız



10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık Ders Kitabı Cevapları 2022 2023

.
.
.
.3. Zarf-Fiil

Aşağıdaki metinde geçen zarf-fiillerin altını çiziniz. Bunların metindeki işlevlerini belirleyiniz.

Ama bu anda nerde ise bir felâket olacaktı. Araba birdenbire, sanki ürpererek zıpladı, titredi, müthiş bir gıcırtıyla bir sağa bir sola adam akıllı eğilerek baş döndürücü bir hızla dar yola atıldı. Atlar bir şeyden ürktüler, başlarını alıp yürüdüler. Arabacı korku ile: “Pırr, pırr, sizi şeytanlar sizi” diye bağırıyordu.

Yerinde boyuna zıplayan öğrenci, dengesini kaybedip arabadan düşmemek için öne eğildi, tutunacak bir şey aradı. Ama bavullar kayıyordu, üniversiteli bir an arabacının kayışını tutmak istedi, ama, arabacı da boyuna zıpladığı için düşebilirdi. Tekerleklerin gürültüsü, okların gıcırtısı arasında düşen kılıcın yere nasıl çarptığı işitildi, ondan sonra araba arkasında iki şeyin boğuk sesler çıkararak, yere vurduğu duyul Arabacı, arkasına doğru eğilerek: “Pırr, dur” diye kulak tırmalayıcı bir sesle bağırıyordu.

  • Cevap: Cümlede zarf görevinde kullanılmışlardır.

İMLA VE NOKTALAMA

Aşağıdaki metinde günümüz yazım ve noktalama kurallarına uymayan kullanımları tespit ediniz.

Hak Taâlaya Deli Dumrulun sözü hoş geldi. Azrâile emreyledi: Deli Dumrulun babasının anasının canını al, o iki helâlliye yüz kırk yıl ömür verdim dedi. Azrâil de babasının anasının derhal canını aldı. Deli Dumrul yüz kırk yıl daha eşi ile ömür sürdü.
Dedem Korkut gelip destan söyledi deyiş dedi. Bu destan Deli Dumrulun olsun, benden sonra alp ozanlar söylesin, alnı açık cömert erenler dinlesin dedi.
Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kadir Tanrı seni nâmerde muhtaç etmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, olsun kabul. Derlesin toplasın günahınızı adı güzel Muhammede bağışlasın hanım hey!..

  • Cevap:

Aşağıdaki metinde virgülün (,) yanlış kullanıldığı yerleri tespit ediniz.

Üniversiteli utandı, artık yol boyunca ağzını açıp bir şey söylemedi. Sabah hızla yaklaşıyordu.
Hilâl donuklaştı, bulanık, kurşunî gökle bir oldu. Bulut, büsbütün sarardı. Yıldızlar, söndü. Ama doğu tarafı, hâlâ soğuktu, baştanbaşa gök rengindeydi, öyle ki, arkasında güneşin saklı olduğuna insanın inanacağı gelmiyordu.
Postacının suratlı hali, sabah soğuğu, yavaş yavaş buz kesilen üniversiteliye geçti. Tabiata aldırışsızca bakıyordu, gün ışığına bakıyor, zavallı ağaçların, otların bu soğuk geceleri nasıl korku ile ürpere ürpere geçirdiklerini düşünüyordu yalnızca. Güneş, uykulu, soğuk, donuk bir halde doğdu. Her zaman yazıldığı gibi, ağaçların uçları, doğan güneşle hiç de yaldızlanmamıştı. Işınlar, toprak üzerinde kayıyordu. Uykulu kuşların uçuşundan sevinç okunuyordu. Soğuk, geceleyin nasılsa, güneş doğunca da gene öyle kalmıştı.

  • Cevap:

Üniversiteli utandı, artık yol boyunca ağzını açıp bir şey söylemedi. Sabah hızla yaklaşıyordu.
Hilâl donuklaştı, bulanık, kurşunî gökle bir oldu. Bulut, büsbütün sarardı. Yıldızlar, söndü. Ama doğu tarafı, hâlâ soğuktu, baştanbaşa gök rengindeydi, öyle ki, arkasında güneşin saklı olduğuna insanın inanacağı gelmiyordu.
Postacının suratlı hali, sabah soğuğu, yavaş yavaş buz kesilen üniversiteliye geçti. Tabiata aldırışsızca bakıyordu, gün ışığına bakıyor, zavallı ağaçların, otların bu soğuk geceleri nasıl korku ile ürpere ürpere geçirdiklerini düşünüyordu yalnızca. Güneş, uykulu, soğuk, donuk bir halde doğdu. Her zaman yazıldığı gibi, ağaçların uçları, doğan güneşle hiç de yaldızlanmamıştı. Işınlar, toprak üzerinde kayıyordu. Uykulu kuşların uçuşundan sevinç okunuyordu. Soğuk, geceleyin nasılsa, güneş doğunca da gene öyle kalmıştı.

Aşağıdaki metinde geçen iki nokta (:) ve yay ayraç içinde üç noktanın (…) hangi amaçla kullanıldığını söyleyiniz.

Üniversiteli, önünden geçtikleri büyücek bir evin inik perdeli pencerelerine uykulu, asık suratıyla baktı. Bu pencerelerin arkasında insanlar herhalde, pek tatlı sabah uykusunu uyuyorlardır, ne posta zillerini işitiyor, ne soğuğu duyuyor ne de postacının öfkeli suratını görüyorlardır, diye düşünüyordu. (…)
Üniversiteli, evin önünde ışıldayan havuza baktı, soğuk su içinde yaşayabilen turna balıklarını, sazan balıklarını düşündü.
Postacı birdenbire:
– Yabancı taşımak yasak! Böyle olunca ne diye biniyorlar sanki, bana vız gelir. Yalnız böyle şeyleri ne severim, ne isterim.
– Mademki hoşunuza gitmiyor, neye daha önce söylemediniz?

  • Cevap:

Yay ayraç içerisinde üç nokta devam eden bir olayın olduğunu ya da alıntının olduğunu belirtmek için kullanılmıştır.

İki nokta, edebî metinlerde konuşma bölümünü belirtmek için kullanılmıştır.

.
....

Post a Comment

Daha yeni Daha eski

Subscribe Us

INNER POST ADS