Mehmet Akif Hasır Manzumesinin Yazılış Amacı , Konusu, Özeti, Teması, Türkçesi
Hasır Manzumesi İncelemesi, Hasır Şiiri Tahlili, Mehmet Akif Ersoy Hasır Şiiri Tahlili, ŞİİR TAHLİLLERİ,Mehmet Akif Hasır Manzumesinin Yazılış Amacı , Konusu, Özeti,Teması,Hakim Zihniyeti
TÜM İNCELEME KAYNAK: edebiyatfatihi
onedebiyat.net'in değerli öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
Mehmet Akif'in Safahat'ta yer alan "yoksulluk" temalı manzumelerinden biri de “Hasır”dır.
" HASIR" MANZUMESİNİN YAZILIŞ AMACI
Toplumsal bir sorunu ele almak, ders vermek ve öğretmektir.
KONUSU:
Bir attar dostunun yanına giden Mehmet Akif'in dükkanda şahit olduğu diyalogdan sonra ölüm ve hayat karşısında derin düşüncelere dalması...
KİŞİLERİ:
- Mehmet Akif
- attar dostu
- dükkânındaki müşteriler
- beş aydır yatalak bir hasta kadın
ÖZETİ:
- Mehmet Akif , bir gezinti sırasında attar bir dostunun yanına uğrar.
- Attar dükkânındaki müşterilerin konuşmaları...
- Sonrasında dükkana başka bir müşteri girer. Bu müşteri, hayırsever bir kişidir ve mahallesinde beş aydır yatalak bir hasta kadının öldüğünü, cenazesini sarmak için hasır almak istediğini söyler.
- Bu olay, şairin hayat ve ölüm karşısında derin düşüncelere dalmasına sebep olur.
- Şiir hayatın sorgulandığı “hayat nâmına ya Rab, nedir bu devr-i azâb?” mısralarıyla biter.
Mehmet Akif hayatın içinde bir insan ve halkın sorunlarına karşı duyarlı bir şairdir. Bu manzumede de sokağın ve halkın dilini tüm gerçekliğiyle yansıtmıştır. Fakirlik , yoksulluk , maddi imkansızlıkların insani ihtiyaçların karşılamasını engellemesi Mehmet Akif'in manzumelerinde sıklıkla işlediği temalardandır. Hasır adlı manzumedeki dönemdeki sosyal yoksulluğu görmekteyiz...
Hasır Metninin Günümüz Türkçesi
Şiir Metni | Güncel Türkçesi |
Geçende, Yayla civârında bir ufak cevelân Bahânesiyle, bizim eski âşinâlardan | Geçende, Yayla civarında bir ufak gezinti Bahanesiyle, bizim eski tanıdıklardan |
Bir attarın azıcık gitmek istedim yanına, Ki her zaman beni da´vet ederdi dükkânına. | Bir attarın azıcık gitmek istedim yanına, Ki her zaman beni davet ederdi dükkânına. |
Biraz müsâhabeden sonra söktü müşteriler: -Ver ordan on paralık zencefıl, çörek otu, biber. | Biraz sohbetten sonra geldi müşteriler: -Ver ordan on paralık zencefil, çörek otu, biber. |
Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi? -Silik bu yirmilik almam... - Uzatma gör işimi! | Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi? -Silik bu yirmilik almam... -Uzatma gör işimi! |
-Oğul, çabuk... Bana tîrak... Okunmuş olmalı ha! Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş... -Ya? |
Bana tîrak... Okunmuş olmalı ha! Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş... -Ya? |
-Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi!
-Hanım, geçer, nefes ettir... -Geçer mi? İnşallah. | Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi!
-Hanım, geçer, nefes ettir... -Geçer mi? İnşallah. |
-Bi yirmilik paket amma sabahki tozdu bütün... Ayol, hep içtiğimiz toz... Bozuldu eski tütün!| | -Bir yirmilik paket ama sabahki tozdu bütün... -Ayol, hep içtiğimiz toz...Bozuldu eski tütün! |
-Efendi amca, sakız ver... Biraz da balmumu kes. -Kızım, parayla olur ha! Peşinci bak herkes. | -Efendi amca, sakız ver...Biraz da balmumu kes. -Kızım parayla olur ha!Peşinci bak herkes. |
Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe, Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye. | Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe, Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye. |
Epeyce fâsıladan sonra geldi başka biri: -Genişçe bir hasırın var mı? Neyse hem değeri, | Epeyce aradan sonra geldi başka biri: -Genişçe bir hasırın var mı?Neyse hem değeri, |
Cenâze sarmak içindir, eziyyet etme sakın! Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın | Cenaze sarmak içindir,eziyet etme sakın! Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın |
Bugün, sabahleyin artık cihandan el çekmiş... -Ne çâre! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş. | Bugün sabahleyin artık dünyadan el çekmiş... -Ne çare! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş. |
-Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse... Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse! | -Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse... Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse! |
-Dokuz kuruş bu hasır, siz, sekiz verin haydi... Pazarlık etmiyelim bir kuruş için şimdi! | -Dokuz kuruş bu hasır, siz sekiz verin haydi.. Pazarlık etmeyelim bir kuruş için şimdi! |
Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa;
| Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa; Sokuldu kim bilir ordan da hangi bir bucağa. |
Açıldı bir ölü saklanmak üzre sînesine, Kapandı ketm-i adem heybetiyle sonra yine! | Açıldı bir ölü saklanmak üzere sinesine, Kapandı yokluğun sırrındaki heybetiyle sonra yine! |
Beş on fakîre olup bâr-ı dûş-i istiskâl, Huzûr-i lâlini bir nevha etmeden ihlâl, | Bu işten hoşlanmayan beş on yoksulun omuzlarına yüklenip, Dilsiz huzurunun havasını hiç bir feryat bozmayıp, |
Sükûn içinde uzaklaştı âşiyânından. Geçince sûrunu şehrin, uzattı servistan | Durgun ve dingin uzaklaştı yuvasından. Şehrin surlarını geçince uzandı serviler dünyasından |
Garîb yolcuyu tevkîfe bin bükülmez kol! Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol. | Kimsesiz yolcuyu durdurmak için bin bükülmez kol! Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol. |
Mezarcının o kürek yüzlü dest-i lâkaydı İânesiyle nihâyet mezâra yaslandı. | Mezarcının o kürek yüzlü hissiz eli Yardımıyla sonunda mezara yaslandı. |
Hücûm-i mihnet-i peyderpeyiyle dünyanın, Hayâtı bir yığın âlâm olan zavallı kadın, | Art arda gelen sıkıntılarının saldırısıyla dünyanın, Hayatı bir yığın üzüntü olan zavallı kadın, |
Hasırdan örtüsü dûşunda hufreden indi... Enîn-i rûhu da artık müebbeden dindi. | Hasırdan örtüsü omuzunda çukurdan indi... Ruhunun inleyişi de artık sonsuza dek dindi. |
Bu hâtırât ile kalbimde başlayınca melâl, Oturmak istemez oldum, kıyam edip derhal; | Hatırıma gelen bu sahnelerle kalbimde bir keder başlayınca Oturmak istemez oldum, hemen kalktım ayağa; |
Yüzümde aleme nefrin,içim deşevk-i memat; Gözümde içyüzü dehrin: Yığın yığın zulümat! | -Yüzümde âleme lanet,içimde ölüm hevesi Gözümde içyüzü dünyanın:Yığın yığın zulümler! |
Bulunduğum o mukassi mahalden ayrıldım, Bu perde bitti mi? Heyhat! Atmadım bir adım, | -Bulunduğum o kasvet verici yerden ayrıldım. Bu perde bitti mi?Yazık! Atmadım bir adım, |
Ki ruhu eylemesin böyle bin fecia harab! Hayat namına ya Rab, nedir bu devr-i azab? | Ki ruhu eylemesin böyle bin facia harab! Nedir hayat denen bu azap devri ya Rab? |
Yorum Gönder