12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Söylev/Nutuk Ders Notları PDF
Sitemizdeki notlar tamamen özgün, kaliteli, güncel, yeni müfredata birebir uyumlu şekilde hazırlanmıştır..
onedebiyat= on numara - edebiyat
NOTU İNDİR |
SÖYLEV (HİTABET, NUTUK)
Bir konuşmacı tarafından dinleyenleri heyecanlandırmak, bir fikri, bir iddiayı, bir isteği dile getirmek, bir ülküyü insanlara aşılamak ve benimsetmek amacıyla topluluk karşısında yapılan etkili, coşkulu konuşmalara söylev (hitabet, nutuk) denir. Söylev türünü daha iyi anlamak için aşağıdaki sözcüklerin anlamlarını bilmek gerekir:
Hitabet: Etkili söz söyleme sanatı.
Hatip: Topluluk karşısında etkili konuşan kimse, konuşmacı.
Söylev: Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe.
Nutuk: Söz, konuşma, söylev.
Jest: Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol ve baş ile yapılan içgüdüsel veya iradeli hareket.
Mimik: 1. Yüz, el, kol hareketleriyle düşünceyi anlatma sanatı. 2. Duyguları, düşünceleri belirtecek biçimde yüzde beliren kımıldanışlar, hareketler.
Vurgu: Konuşma, okuma sırasında bir hece veya kelime üzerine diğerlerinden daha farklı olarak yapılan baskı.
Tonlama: Konuşma ya da sesli okuma sırasında konunun gereğine göre sesin alçaltılıp yükseltilmesidir.
SÖYLEV (HİTABET, NUTUK) YAZILARININ ORTAK ÖZELLİKLERİ
** Söylev, söz ve sesle gerçekleştirilen bir sanattır. Sözün ses ve anlam değerine dikkat edilmesi, dinleyicinin dikkatini üzerinde durulan konuya yoğunlaştırması; canlı bir söyleyiş, konuşma metninin tutarlılığı, açıklığı; ses ve
hecenin söylenişine dikkat edilmesi; konuşma metninde akıcılığı bozacak ögelere yer verilmemesi gerekir.
** Söylev metinleri, bir topluluk önünde yapılan konuşmaların sonradan yazıya geçirilmesiyle oluşur.
** Söylevlerin temel işlevi, amacı insanları heyecanlandırmak, bir fikri, bir kanaati insanlara aşılamak ve
benimsetmektir.
** Söylev veren insanın duruş, jest ve hareketlerinin önemi büyüktür.
** Her konuda söylev verilebilir ancak dinî, siyasî, sosyal ve askerî alanlarda verilen söylevler önemlidir.
** Dinleyiciyi heyecanlandırmak, inandırmak için, inanmak ve samimi olmak gerekir; söylev veren kişinin yalın,
açık ve içten olması gerekir.
** Her sanat gibi söylevde de usta-çırak ilişkisi ve prova önemlidir.
** Söylev metinleri dinleyicilerin zevkleri ve kültür düzeyleri, gereksinimleri dikkate alınarak oluşturulur.
** Söylev, çeşitli hitaplarla başlar; söylevde ünlem cümleleri kullanılır.
** Söylevin belirli bir planı vardır. Etkili ve dikkat çekici bir giriş yapılır. Gelişme bölümünde konu her türlü belgelerle detaylandırılarak örneklendirilerek dinleyiciler ikna edilmeye çalışılır. Söylevde sonuç bölümü çok önemlidir.
En can alıcı nokta son söz sayılır. Bu nedenle söylev, güçlü ve heyecanlı sözlerle bitirilir.
** Söylevde dil genelde alıcıyı harekete geçirme işlevinde ve heyecana bağlı işlevde kullanılır. Çünkü söylevde amaç insanları heyecanlandırmak, bir fikri, bir kanaati insanlara aşılamak ve benimsetmektir.330
** Söylev metinlerinde genelde söyleşmeye bağlı anlatım türü kullanılır. Ancak metnin konusuna bağlı olarak
emredici anlatım, coşku ve heyecana bağlı anlatım ve destansı anlatım türlerinden de yararlanılabilir.
** Söylev metinleri dinleyicilerin zevkleri ve kültür düzeyleri, gereksinimleri dikkate alınarak oluşturulur.
** İnandırıcılığı sağlamak için ikna edici, samimi, açık, akıcı, duru ve yalın bir dil kullanılır.
** Söylev metinlerinde bağdaşıklık (anlamsal ve mantıksal uyum), tutarlılık, ses özellikleri çok önemlidir.
SÖYLEV (HİTABET, NUTUK) HAZIRLAMADA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
** Bilinmeyen, benimsenmeyen içselleştirilmemiş (özümsenmemiş) konularda söylev hazırlamak yapmacık söz söyleme tehlikesini beraberinde getirir.
** Söylev verenin, konuştuğu konuyu çeşitli yönleriyle bilmesi, söyleyeceklerine inanması, düşüncelerini içselleştirmesi gerekir.
** Anlaşılır bir dile ve iletişim akışını sağlayan bir söyleyişe ihtiyaç vardır.
** Etkili ve kısa cümlelerle güven içinde söze başlamak ve hemen asıl konuya geçmek gerekir.
** Dinleyici kitlesiyle sürdürülen iletişimi kesmeden konuşmanın devam etmesi gerekir.
** Toplayıcı ve zihinde kalabilecek heyecanlı ve açık cümlelerle söylevin bitirilmesi gerekir.
SÖYLEV VEREN KİŞİDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
** Söylev veren kişinin; dinleyicilerin zevk, kültür düzeyleri ve gereksinimlerini dikkate alması gerekir. Konuşanla dinleyici kitlesinin içten, doğal, coşku ve heyecanla birleşmesi önemlidir.
** Geniş bir kültür birikimine sahip olmalıdır.
** Dinleyiciyi topluluğunun dikkatini konuya çekebilmek için sesini çok iyi kullanmalı, vurgu ve tonlamalara özen göstermelidir.
** Söylev veren insanın duruşu, jest ve mimikleri, hareketleri çok önemlidir. Bu nedenle beden dilini etkili kullanmalıdır.
** Tutarlı, açık ve akıcı konuşmalıdır; etkili, canlı ve heyecan verici bir söyleyişe sahip olmalıdır.
** Akıcılığı bozacak ögelere yer vermemelidir.
** Diksiyonu ve telaffuzu düzgün olmalıdır. Dilin inceliklerini iyi bilmelidir.
** Anlattığı konuyu iyi bilmeli, kendinden emin olmalıdır.
** Karşısındaki topluluğa hâkim olmalıdır ve güven vermelidir.
** İnandırıcı olmalıdır. Bunun için her şeyden önce anlattıklarına kendi inanmalı, samimi olmalıdır. Dinleyicilerin inanmasını sağlamak için dürüst olmalı, onlara güvenmeli, empati kurabilmelidir.
** En çok yapılan söylev kusurları; söyleyişte yersiz ve gereksiz vurgular, anlaşılmaz ve abartılı sözler, yersiz bağırtılardır. Söylevci bunlardan uzak durmalıdır.
** İyi bir söylevci, usta hatipleri örnek alır çünkü hitabet sanatında usta-çırak ilişkisi çok önemlidir.
** Söylevini vermeden önce gerekli provaları yapmalıdır.
** Dinleyicileri düşündürebilmeli, onlarda ilgi uyandırabilmeli, hedeflediği davranışlar için onları harekete geçirebilmelidir.
** Etkili ve kısa cümlelerle ve güven içinde söze başlamalı ve hemen asıl konuya geçmelidir.
** Konuşma sırasında dinleyicilerle devamlı göz teması kurmalı, metne mümkün olduğunca az bakmalıdır.331
** Fikirlerini tane tane anlatmalı, hızlı konuşmaktan sakınmalıdır. Konuşmasını dinleyici kitlesiyle iletişimi kesmeden devam ettirmelidir. Söylevini konuşmayı özetleyici ve zihinde kalabilecek heyecanlı ve açık cümlelerle
bitirmelidir.
Söylev esnasında konuşmacının yapması gerekenler :
- · Konuşmacı derli toplu ve düzgün görünümlü olmalıdır.
- · Hitap ettiği topluluğu çok iyi tanımalıdır.
- · Asıl amaç dinleyenleri etkilemektir, bu yüzden dinleyicileri bir duygu coşkunluğu içine çekmeye çalışmalıdır.
- · Ses tonunu iyi ayarlamalı, açık ve anlaşılır bir üslup kullanmalıdır.
- · Konuşmasını zaman zaman beden diliyle desteklemeli böylece tekdüzelikten kurtarmalıdır.
- · Söylediklerinde samimi olmalı ve konuşmasını sıcak bir eda ile yapmalıdır.
- · Konuşma esnasında, konuşma alanını mümkün olduğunca iyi kullanmalı, sabit durmamalıdır.
KONULARINA GÖRE SÖYLEV ÇEŞİTLERİ
1. Askerî söylev: Askerleri heyecanlandırmak, coşturmak, cesaretlendirmek, bilinçlendirmek amacıyla savaşlarda kışlalarda verilen söylevlerdir. Bu konuşmalarda askerlere vatan savunmasının kutsallığı, önemi anlatılır.
Savaşta teknik güç kadar manevi güç de önemlidir. Bu söylevlerde ölüm korkusunun giderilmesine çalışılır. Gazilik, şehitlik gibi manevi derecelerin üstünlükleri açıklanır. Tarihten örnekler verilerek yiğitlik duyguları harekete geçirilir.
2. Siyasi söylev: Siyasi konularda halkı etkilemek, politik görüşleri benimsetmek amacıyla millet meclislerinde, seçim meydanlarında, gösteri ve mitinglerde, radyo ve televizyon gibi yayın organlarında verilen söylevlerdir. Yaygın bir söylev türüdür. Siyasi söylevler, düşünce özgürlüğünün bir göstergesidir. Farklı siyasal görüşlere sahip
kesimlerin düşünceleri bu yolla ifade edilir. Siyasi söylevler, genelde devlet adamları ve parlamento üyeleri tarafından verilir. Siyasi söylevin en güzel örneklerinden biri Atatürk’ün “Nutuk”udur.
3. Dinî söylev: Dinî konularda bilgi vermek, dinî görüşleri açıklamak, öğüt vermek, dinleyicilerin dinle ilgili duyarlılıklarını artırmak, onları bilinçlendirmek amacıyla din adamları tarafından cami, kilise, sinagog gibi ibadethanelerde verilen söylevlerdir. Hz. Muhammed’in “Veda Hutbesi”, dinî söylevin önemli bir örneğidir.
4. Sosyal söylev: Toplumsal bir soruna dikkat çekmek, bir isteği dile getirmek ve kamuoyu oluşturarak bu sorunun çözümü ya da isteğin yerine getirilmesi için yetkilileri harekete geçirmek amacıyla dile getirilen söylevlerdir.
5. Hukuki söylev: Mahkemelerde görülen davalarla ilgili olarak hak ve hukuk konularında yapılan konuşmalardır. Savcıların iddianameleri, avukatların savunmaları, insanların mahkeme salonlarında kendilerini savunmaları,
yargıçların yasaya dayalı konuşmaları hukuksal söyleve örnektir.
6. Akademik söylev: Bilim adamlarının, farklı bilim dallarının uzmanlarının, üniversite öğretim üyelerinin, yazarların akademik bir topluluk karşısında, kendi görüş ve bilgilerini açıklamak amacıyla yaptıkları söylevlerdir.
Burada amaç, dinleyicileri duygusallığa itmek değil, onlara yeni bilgiler vermektir. Üniversite, akademi ve bilim kongrelerinin açılış törenlerinde; kültür, bilim, sanat ödüllerinin dağıtımı sırasında yapılan konuşmalar bu türe örnektir.
7. Tören söylevi: Festival, sergi, sempozyum vb. etkinliklerin açılış ve kapanış törenleriyle kutlama, anma ve ödül dağıtımı törenlerinde yapılan coşkulu konuşmalara tören söylevi denir.
TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA SÖYLEV (HİTABET, NUTUK) TÜRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ
Hatiplik, insanlık tarihinin en eski sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve komutanlar ordularına hükmetmiş ve savaşlar kazanmışlardır.
Batı edebiyatının en önemli türlerinden biri olan söylev, eski Yunanistan ve Roma’da çok gelişmiştir. Dünyanın en ünlü söylevcileri, eski Yunan edebiyatında Demosthenes, Latin edebiyatında Cicero’dur. Fransız edebiyatında, dinî söylev alanında rahip Bossuet’tir. Fransız Devrimi yıllarında, siyasi söylev alanında Mirabeau, Danton, Robespierre bu türün önemli temsilcileri olmuştur.
Türk Edebiyatında Bilge Kağan’ın Köktürk Yazıtları’nda Türk milletine seslenişi ilk söylev örneği kabul edilmektedir.
Ömer Naci ve Hamdullah Suphi Tanrıöver II. Meşrutiyet Döneminde yetişmiş önemli hatiplerdir. Millî Mücadele Döneminde Halide Edip Adıvar ve Mehmet Akif Ersoy önemli söylevcilerdendir. Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman
Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı gibi siyasi kimliği olan kişiler de başarılı söylevcilerdir.
Fazıl Ahmet Aykaç , Hamdullah Suphi Tanrıöver, Necip Fazıl Kısakürek ve Osman Yüksel Serdengeçti’nin kültürel ve sosyal içerikli söylevleri vardır.
Türk edebiyatının en ünlü söylevcisi Atatürk’tür. Atatürk’ün 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk
Partisi İkinci Kurultayı’nda 36.5 saat boyunca okuduğu “Nutuk”u, “Gençliğe Hitabe”si ve Cumhuriyet’in 10. yılında okuduğu “10. Yıl Nutku” söylev türünün önemli örnekleridir.
Hamdullah Suphi Tanrıöver’in söylevleri “Dağ Yolu” isimli eserde toplanmıştır.
ÖRNEK SÖYLEV / NUTUK METİNLERİ
ATATÜRK’ÜN 10. YIL NUTKU
Türk Milleti!
Kurtuluş Savaşına başladığımızın 15’inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkarâne yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.
Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını,ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür. Türk milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk Milleti,
On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni âlem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
KÜLTİGİN ABİDESİ’NDEN
(Doğu Cephesi)
Günümüz Türkçesiyle
Türk Oğuz beyleri, milleti işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti?
Ey Türk milleti kendine gel, aklını başına devşir! İtaatsizliğin yüzünden seni kalkındırmış, bilgili kağanına ve zenginleşmiş, kalkınmış güzel yurduna karşı kendin yanıldın, kötülük getirdin. Silahlar nereden gelip seni dağıttılar? Mızraklılar nereden gelip seni sürdüler?
Kutsal Ötüken Ormanı’nın milleti! Dağıldın. Doğuya giden gitti; batıya giden gitti. Gittiğin yerde kazancın şu oldu: Kanın su gibi aktı, kemiğin dağ gibi yattı. Beylik erek evladın köle oldu, hanımlık kız evladın cariye oldu. Bilgisizliğin ve kötülüğün yüzünden amcam kağan uçup gitti. Baş ucuna Kırgız Kağanını balbal diktim.
Orhun Abideleri
Haz.: Muharrem Ergin
Ey Benim Paşalarım, Beylerim, Şu İstanbul Savaşındaki Arkadaşlarım,
Sizi buraya kararlaştırdığım genel taarruzda şimdiye kadar gösterdiğinizden daha büyük fedakârlık ve cesaret istemek için topladım. Adı bütün cihanda ün salmış İstanbul gibi bir beldeyi zapt edeceksiniz. İstanbul’un adı geçen her yerde, o şehri zapt eden kahramanlar olarak şan ve şerefle anılacaksınız. Bize daima pusular hazırlayan bu şehri zapt ettikten sonra güven ve emniyet içinde yaşayacağız, kapımızı açık bırakacağız. Kale duvarlarını toplarla o kadar hırpaladık ki, size hedef olarak bir kale değil, bir ova gösteriyorum. Fakat bununla beraber şehrin alınması kolay değildir. Yıkılmış kaleler üzerine saldıracak yiğitler, büyük tehlikelerle karşılaşacaktır. Maharetiniz, cesaretiniz her engeli yenecektir. Zafer rüzgârı bizden yana esecektir! Askerlerinizi şevkle coşturunuz! Onlara anlatınız ki harp üç şeye bağlıdır:
Yılmamak, namus ve itaat…
Ne kadar yüksek bir maksada itaat ettiğinizi göz önünde bulundurun! Hücumda ben sizin yanınızda olacağım. Hücum boruları çaldıktan sonrası sizindir!
Komutanlar, sizleri selamlıyorum!
Fatih Sultan Mehmet
29 Mayıs 1453
HAZIRLAYAN: MUSTAFA ŞAHİN
..
NOTU İNDİR |
Yorum Gönder