10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Biryay Yayınları Kitap Cevapları 66
Derskonum.com olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevepları,konu anlatımı,pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..
Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 2020 2021 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Biryay Yayınları Kitap Cevapları Sayfa 66 üzerine bir paylaşım yazacağız.
CEVAPLAR AŞAĞIDA
Sizde eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.
İyi çalışmalar..
onedebiyat--- on numara edebiyat
onedebiyat--- on numara edebiyat
destek olmak için lütfen paylaşınız
10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Biryay Yayınları Kitap Cevapları Sayfa 66
.
ETKİNLİK
1. Tanzimat Dönemi roman ve hikâyelerinde dikkat çeken bir özellik de uzun cümleler ve tas- virlerdir. Okuduğunuz metindeki uzun cümle ve tasvirleri bulunuz. Bu tarz bir dil ve anlatımın tercih edilmesinin sebepleri neler olabilir?
2. Samipaşazâde, hikâyelerini realizme bağlı kalarak yazmıştır. Realizmde gerçekler ön plan- dadır. Realist sanatçılar, eserlerinde yaşamın gerçeklerini dile getirir. Gerçekler anlatılırken kişile- rin psikolojileri, onların kişiliklerini etkileyen çevrelerinin tanıtımı ve içinde bulundukları ortam ayrıntılarıyla verilir. Realizmde, gerçek hayatın anlatılması esas olduğu için realistlerin eserlerinde toplumun sıradan kişilerine rastlanır. Realist yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur; onlar gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak yaşanılanı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlarlar.
Okuduğunuz metindeki realizme ait unsurları tespit ediniz.
..
DİL BİLGİSİ
1. Metinde geçen “ibtidâ, mûsikîşinâs, taâm, sâkit, vücûd” kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.
2. Kediler adlı metinden alınan aşağıdaki cümlelerde günümüz yazım ve noktalama kurallarına uy- mayan kullanımları belirleyiniz.
3. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümlelerde fiilimsileri bularak cümledeki işlevlerini değerlendiriniz.
Hareminin mutasarrıfe olduğu eve celb ve cem ettiği otuz kedinin ta’cîzât ve tasdiâtından artık bizâr olmuştu.
Günden güne etvâr-i küstâhânelerini artırarak tekessür eden kediler, bu adama, evinde bir câ-yi tevakkuf bırakmamağa başladılar.
Bir sabah, gayet erken uyanarak, kendi âleminde bir kahvaltı etmek için küçük odasına çekildiği zaman, sokakta birtakım çocukların ağladığını işiderek pencereden dışarı baktı.
Sâhibet-ül-beyt tarafından kendisine tercih olunan bu hayvânât-i müfterisenin ahvâl-i lâkaydâne- leri hiddetine dokunarak sofaya çıktı.
Halbuki kendisini sabah taâmına bile kifâyet edecek parası yoktu.
Hareminin ihzâr ederek şimdi sofranın üzerine koyduğu sabah yemeğinin dumanı, gözünde tütme- ğe başladı.
1. Tanzimat Dönemi roman ve hikâyelerinde dikkat çeken bir özellik de uzun cümleler ve tas- virlerdir. Okuduğunuz metindeki uzun cümle ve tasvirleri bulunuz. Bu tarz bir dil ve anlatımın tercih edilmesinin sebepleri neler olabilir?
2. Samipaşazâde, hikâyelerini realizme bağlı kalarak yazmıştır. Realizmde gerçekler ön plan- dadır. Realist sanatçılar, eserlerinde yaşamın gerçeklerini dile getirir. Gerçekler anlatılırken kişile- rin psikolojileri, onların kişiliklerini etkileyen çevrelerinin tanıtımı ve içinde bulundukları ortam ayrıntılarıyla verilir. Realizmde, gerçek hayatın anlatılması esas olduğu için realistlerin eserlerinde toplumun sıradan kişilerine rastlanır. Realist yazarların okuyucuyu eğitme gibi bir amaçları yoktur; onlar gözlem, araştırma ve belgelere dayanarak yaşanılanı nesnel bir şekilde aktarmayı amaçlarlar.
Okuduğunuz metindeki realizme ait unsurları tespit ediniz.
..
DİL BİLGİSİ
1. Metinde geçen “ibtidâ, mûsikîşinâs, taâm, sâkit, vücûd” kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.
2. Kediler adlı metinden alınan aşağıdaki cümlelerde günümüz yazım ve noktalama kurallarına uy- mayan kullanımları belirleyiniz.
3. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki cümlelerde fiilimsileri bularak cümledeki işlevlerini değerlendiriniz.
Hareminin mutasarrıfe olduğu eve celb ve cem ettiği otuz kedinin ta’cîzât ve tasdiâtından artık bizâr olmuştu.
Günden güne etvâr-i küstâhânelerini artırarak tekessür eden kediler, bu adama, evinde bir câ-yi tevakkuf bırakmamağa başladılar.
Bir sabah, gayet erken uyanarak, kendi âleminde bir kahvaltı etmek için küçük odasına çekildiği zaman, sokakta birtakım çocukların ağladığını işiderek pencereden dışarı baktı.
Sâhibet-ül-beyt tarafından kendisine tercih olunan bu hayvânât-i müfterisenin ahvâl-i lâkaydâne- leri hiddetine dokunarak sofaya çıktı.
Halbuki kendisini sabah taâmına bile kifâyet edecek parası yoktu.
Hareminin ihzâr ederek şimdi sofranın üzerine koyduğu sabah yemeğinin dumanı, gözünde tütme- ğe başladı.
.
.
Yorum Gönder