SÖZ SANATLARI KONU ANLATIMI, SÖZ SANATLARI DERS NOTU ÖRNEKLİ ANLATIM,SÖZ SANATLARI YGS PDF İNDİR, EDEBİ SANATLAR KONU ANLATIMI,
İstiare: Bir sözün, benzetme amacıyla başka bir söz yerine kullanılmasıdır. İstiare benzetmenin
temel öğelerinden yalnızca biriyle (benzeyen ya da kendisine benzetilenle) yapılır. İstiare ikiye ayrılır:
a. Açık İstiare: Benzetmenin iki temel unsurundan yalnızca kendisine benzetilen kullanılarak yapılan
istiaredir.
Havada bir dost eli okşuyor derimizi.
Benzeyen: rüzgâr (yok)
Kendisine Benzetilen: dost eli (var)
b.Kapalı İstiare: Benzetmenin iki temel unsurundan yalnızca benzeyen kullanılarak yapılan istiaredir.
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Benzeyen: can (var)
Kendisine Benzetilen: kuş (yok)
Mecazımürsel
Bir sözü benzetme amacı olmadan başka bir söz yerine kullanma sanatıdır. Mecazımürsel, çeşitli
anlam ilgileriyle kurulur.
Marmara’da her yelken uçar gibi neşeli.(parça-bütün)
Tarlalara bereket yağıyor. (neden-sonuç)
Tutuşan ocağa karşı oturmuşlar. (dış-iç)
Çocuklar, Reşat Nuri›yi okudunuz mu? (yazar-insan)
Tenasüp
Uyma, uygunluk, birbirini tutma, yakışma anlamındadır. Belli bir konu ile ilgili olarak aralarında
bazı bakımlardan ilgiler bulunan birden fazla sözcük, terim veya deyimi mısra ya da beyit içinde bir
arada kullanmaktır.
Sensin bizi muhlis yine gark-âb-ı fenâdan
Ne zevrak u ne Nûh u ne tûfân biliriz biz
Nâilî-i Kadîm
(Fânilik, yok olup gitme suyunda boğulmuş olan bizleri kurtaracak yine sensin.Biz ne kayık, ne Nuh, ne de tufan biliriz.)
Bu beyitte Nuh peygamber, onun hayatı ve mucizeleriyle ilgili olarak “gark-âb”, “zevrak”, “Nuh”,
“tufan” sözcükleri tenasüplü olarak bir arada kullanılmıştır.
Tecahül-i Arif
Arif “bilen”, tecahül “cahil gibi, bilmez gibi görünme” demektir. Kişinin bir durumu, gerçeği bildiği
hâlde, nükte yaparak bilmezlikten gelmesi, bilmiyormuş gibi davranmasıdır.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz
Cahit Sıtkı Tarancı
Telmih
Söz sırasında kastedilen bir şeyi imalı olarak belirtme, açık söylememe anlamındadır. Herkesin bildiği geçmiş önemli olaylara, meşhur kimselere, hikâyelere, efsanelere, inançlara, atasözlerine, ayet ve hadislere değinmek, işaret etmektir.
Gökyüzünde İsa ile
Tur Dağı’nda Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlâm seni
Yunus Emre
Dörtlükte Hz. İsa’nın göğe yükselişi ve Hz. Musa’nın kıssası hatırlatılarak telmih yapılmıştır.
Hüsn-i Talil
Güzel yorumlamak, güzel bir sebebe bağlamak anlamındadır. Gerçek bir olayın meydana gelişini,
gerçek sebepleriyle değil de söze güzellik katmak için, şairin kendince bulduğu hayalî nitelikli güzel bir
sebebe bağlamasıdır.
Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar
Kinaye
Asıl maksadı dolaylı ve kapalı bir şekilde ifade eden söze denir. Sözün gerçek anlamı kastedilmiş
olabilir ancak asıl amaç mecazlı anlamı vermektir. Söz hem gerçek hem de mecazi anlamıyla birlikte
kullanılır. Türkçedeki deyimler genellikle kinayeli sözlerdir.
Ey benim sarı tamburam
Sen ne için imlersin
İçim oyuk, derdim büyük
Ben onunçün inilerim
Pir Sultan Abdal
Metinde gösterilen söz hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılmıştır:
1. Tamburanın (telli bir saz) içi gerçekten oyuktur (gerçek anlam).
2. Aynı zamanda dertli olma anlatılmıştır (mecaz anlam).
Tevriye
Meramını gizlemek, bir şeyi örtmek, arkaya gizlemek anlamındadır. Birden fazla anlamı olan bir
sözcüğün yakın anlamını vurgulayıp uzak anlamını kastetmektir.
Bir bûse mi bir gül mü verirsin dedi gönlüm
Bir nîm(yarım) tebessümle o âfet gülü verdi
Zâtî
Tariz
Dokundurma, dokunaklı söz söyleme, sataşma, ilişme, taşlama anlamındadır. Sözün gerçek ya da
mecazlı anlamıyla kullanılmayıp bunların zıddı bir anlamın kastedilmesidir.
Bir yetim görünce döktür dişini
Bozmağa çabala halkın işini
Günde yüz adamın vur kır dişini
Bir yaralı sarmak için yeltenme
Huzûrî
SÖZ SANATLARI
BU KONUDA ÇALIŞMALAR YAPMAK İÇİN
Teşbih: Söze kuvvet ve güzellik kazandırmak amacıyla, aralarında benzerlik bulunan iki varlıktan
nitelik bakımından zayıf olanı kuvvetli olana benzetme sanatına denir.
Saray gibi evde oturuyor.
İstiare: Bir sözün, benzetme amacıyla başka bir söz yerine kullanılmasıdır. İstiare benzetmenin
temel öğelerinden yalnızca biriyle (benzeyen ya da kendisine benzetilenle) yapılır. İstiare ikiye ayrılır:
a. Açık İstiare: Benzetmenin iki temel unsurundan yalnızca kendisine benzetilen kullanılarak yapılan
istiaredir.
Havada bir dost eli okşuyor derimizi.
Benzeyen: rüzgâr (yok)
Kendisine Benzetilen: dost eli (var)
b.Kapalı İstiare: Benzetmenin iki temel unsurundan yalnızca benzeyen kullanılarak yapılan istiaredir.
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Benzeyen: can (var)
Kendisine Benzetilen: kuş (yok)
Mecazımürsel
Bir sözü benzetme amacı olmadan başka bir söz yerine kullanma sanatıdır. Mecazımürsel, çeşitli
anlam ilgileriyle kurulur.
Marmara’da her yelken uçar gibi neşeli.(parça-bütün)
Tarlalara bereket yağıyor. (neden-sonuç)
Tutuşan ocağa karşı oturmuşlar. (dış-iç)
Çocuklar, Reşat Nuri›yi okudunuz mu? (yazar-insan)
Tenasüp
Uyma, uygunluk, birbirini tutma, yakışma anlamındadır. Belli bir konu ile ilgili olarak aralarında
bazı bakımlardan ilgiler bulunan birden fazla sözcük, terim veya deyimi mısra ya da beyit içinde bir
arada kullanmaktır.
Sensin bizi muhlis yine gark-âb-ı fenâdan
Ne zevrak u ne Nûh u ne tûfân biliriz biz
Nâilî-i Kadîm
(Fânilik, yok olup gitme suyunda boğulmuş olan bizleri kurtaracak yine sensin.Biz ne kayık, ne Nuh, ne de tufan biliriz.)
Bu beyitte Nuh peygamber, onun hayatı ve mucizeleriyle ilgili olarak “gark-âb”, “zevrak”, “Nuh”,
“tufan” sözcükleri tenasüplü olarak bir arada kullanılmıştır.
Tecahül-i Arif
Arif “bilen”, tecahül “cahil gibi, bilmez gibi görünme” demektir. Kişinin bir durumu, gerçeği bildiği
hâlde, nükte yaparak bilmezlikten gelmesi, bilmiyormuş gibi davranmasıdır.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz
Cahit Sıtkı Tarancı
Telmih
Söz sırasında kastedilen bir şeyi imalı olarak belirtme, açık söylememe anlamındadır. Herkesin bildiği geçmiş önemli olaylara, meşhur kimselere, hikâyelere, efsanelere, inançlara, atasözlerine, ayet ve hadislere değinmek, işaret etmektir.
Gökyüzünde İsa ile
Tur Dağı’nda Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlâm seni
Yunus Emre
Dörtlükte Hz. İsa’nın göğe yükselişi ve Hz. Musa’nın kıssası hatırlatılarak telmih yapılmıştır.
Hüsn-i Talil
Güzel yorumlamak, güzel bir sebebe bağlamak anlamındadır. Gerçek bir olayın meydana gelişini,
gerçek sebepleriyle değil de söze güzellik katmak için, şairin kendince bulduğu hayalî nitelikli güzel bir
sebebe bağlamasıdır.
Güzel şeyler düşünelim diye
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar
Kinaye
Asıl maksadı dolaylı ve kapalı bir şekilde ifade eden söze denir. Sözün gerçek anlamı kastedilmiş
olabilir ancak asıl amaç mecazlı anlamı vermektir. Söz hem gerçek hem de mecazi anlamıyla birlikte
kullanılır. Türkçedeki deyimler genellikle kinayeli sözlerdir.
Ey benim sarı tamburam
Sen ne için imlersin
İçim oyuk, derdim büyük
Ben onunçün inilerim
Pir Sultan Abdal
Metinde gösterilen söz hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanılmıştır:
1. Tamburanın (telli bir saz) içi gerçekten oyuktur (gerçek anlam).
2. Aynı zamanda dertli olma anlatılmıştır (mecaz anlam).
Tevriye
Meramını gizlemek, bir şeyi örtmek, arkaya gizlemek anlamındadır. Birden fazla anlamı olan bir
sözcüğün yakın anlamını vurgulayıp uzak anlamını kastetmektir.
Bir bûse mi bir gül mü verirsin dedi gönlüm
Bir nîm(yarım) tebessümle o âfet gülü verdi
Zâtî
Tariz
Dokundurma, dokunaklı söz söyleme, sataşma, ilişme, taşlama anlamındadır. Sözün gerçek ya da
mecazlı anlamıyla kullanılmayıp bunların zıddı bir anlamın kastedilmesidir.
Bir yetim görünce döktür dişini
Bozmağa çabala halkın işini
Günde yüz adamın vur kır dişini
Bir yaralı sarmak için yeltenme
Huzûrî
Yorum Gönder