Hikayede Anlatma Teknikleri,Hikayede Gösterme Teknikleri,Hikayede Diyalog ve İç Konuşma Teknikleri, Hikâyede Anlatma Gösterme Diyalog ve İç Konuşma Teknikleri,
a) Tasvir: Gerek eski, gerekse yeni tahkiyeli (anlatmaya bağlı) eserlerde değişik amaç ve oranlarda başvurulan ve karşımıza sıklıkla çıkabilen bir anlatım tekniğidir. Nitekim bu tekniği modern romancılar gerçeği sezdirmek, ondan öncekiler ise gerçeği göstermek amacıyla kullanmışlardır. Öte yandan klasik romancılar, ayrıntı yani tasvir üzerinde durmazlarken, çağdaş romancılar ayrıntıya büyük önem vermişlerdir. Mesela Memleket Hikâyeleri’nde köyle ilgili hikâyelerde yıkık dökük evler genişçe tasvir edilir."Şeftali Bahçeleri" adlı hikayede, güzel bağ ve bahçe tasvirleri yapılır; kişiyi kötülüğe yönelten sevin çevre olduğunu söylemekten çok, çevre tanıtılarak söz konusu mesaj verilir.
Tasvir, varlıkların dışıyla ve dışa yansıyan yanlarıyla ilgilidir. Bu itibarla denilebilirki tasvir, varlıkların gözle Görülebilen veya hissedilebilen kısımlarının anlatılmasıdır. Görme ise iki türlüdür Yani eşya, ya olduğu gibi, veya değiştirilerek insanın istediği gibi görülür Sanatkar her şeyi olduğu gibi görür ve anlatırsa, buna "objektif tasvir" diyoruz. Yazar, tasvir ettiği şeyleri kendinde uyandırdığı sevinç, nefret gibi duygularla birlikte verirse, buna da "sübjektif tasvir" diyoruz. Bu tarz tasvirlerde, yazarın dünya görüşü sanat ve edebiyat anlayışı ile hayal gücünün büyük rolü vardır. Subjektif tasvirde gerçekdışı ve abartılmış noktalarla da sıkça karşılaşmak mümkündür. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bir eserde çevre, insan, hayvan, eşya. Olay gibi çeşitli varlık ve nesnelerin tasvirleri de yapılabilir.
b) Tahlil: "İç monolog' ve "şuur akışı” ortaya çıkarılıncaya kadar, insanların duygu ve düşünceleri bu teknikten yararlanılarak anlatılmıştır Tahlil, kişilerin ve durumların gözle görülemeyen taraflarının anlatılmasından ibarettir. Tahliller, psikolojik ve sosyolojik olabilir. Tahlil tekniği sayesinde anlatıcı, tahkiye eserdeki kişilerin duygu ve düşüncelerini, psikolojik durumlarını, meydana getirdikleri olayların gerçek sebeplerini inandırıcı bir şekilde okuyucuya aktarmaya çalışır. Ayrıca psikolojik tahlillerde, olayların kişi üzerindeki etkileriyle, kişilerin bunlar karşısında gösterdikleri tepkiler de dikkat mevzuudur.
Metod bakımından tahliller de tasvirler gibi "objektif veya "sübjektif" metodlardan biri ile yapılabilir. Öte yandan, gerek tasvirler, gerekse tahliller teknik bakımdan iki şekilde karşımıza çıkabilir:
c) Anlatma ve Gösterme Teknikleri: Mahiyetleri icabı, çoğu zaman birlikte kullanılan bu tekniklerden ilkinde, okuyucunun dikkati " anlatan" üzerinde, ikincisi olan gösterme tekniğinde ise eser üzerinde yoğunlaşır. Anlatma tekniğinde okuyucu ile eser arasına sürekli yazar girer. Okuyucu hemen her şeyi anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir. Bu tekniğe karşı olarak tiyatro türünden istifade ile geliştirilen gösterme tekniği ise. olaylar, kişiler, nesneler gibi, tahkiyen eserde bulunan hemen her şeyin doğrudan doğruya okuyucuya sunulmasından ibarettir. Değişik bir söyleyişle, bu teknikte anlatıcı. Okuyucu ile eser arasına girmemeyi hederler. En azından böyle bir izlenim bırakmaya çalışır.
ç)Geriye Dönüş Tekniği: Tarihi romanlarda sıkça görülen bu tekniği, yazarlar, çeşitli amaçlarla kullanmışlardır. Herkesin bidiği gibi yazarlar hal (şimdiki zaman) içinde yasarlar. Bundan dolayı da tahkiyeli eserlerde ister istemez hal (şimdiki zaman) ağır basar.Yazarlar bazen bu ağır baskıyı hafifletmek icin veya geçmişten elde ettikleri bilgiyi ve hazır zamanı değerlendirmek için " geçmiş" e dönerler.îşte çeşitli vesilelerle ve yollarla, halden (şimdiki zaman) geçmişe yönelmeye " geriye dönüş tekniği" diyoruz.
d) Şuur Akısı ( Bilinç Akımı) Tekniği: Tahkiyelieser kişilerinin duyguve düşüncelerini, her hangi mantıki bir bağ ve gramer kuralı endişesi taşımaksızın, düzensiz bir şekilde ve çağrışım ilkesi paralelinde doğrudan doğruya okuyucuya aktarmaktan ibarettir. Aynı zamanda insanların tanıtılmasında da kullanılan bu teknikte yazar, okuyucuyu kahrama*nın iç dünyası ile başbaşa bırakmayı hedefler.
e) Montaj Tekniği: Bizdeki "iktibas" sanatını hatırlatan bu teknik, bir yazarın baş*kasına ait bir söz veya yazıyı, belirli bir amaç için kalıp olarak eserinde kullanmasından ibarettir. Söz konusu aktarma, aynen veya mealen yapılabilir.Burada önemli olan, aktarılan parçanın, eserin yapısına uygun düşüp düşmediğidir.
f) Özetleme Tekniği: Daha çok eski (klasik) tahkiyeli eserlerde görülen bu teknikte, varlığı kuvvetle hissedilen anlatıcının olayları, kişileri veya hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi özetleyerek anlatması esastır. Çağdaş romancılar bu ışı "bilinç akımı"," tahlil" veya " iç monolog" tekniklerinden yararlanarak yaparlar.
g) İç Monolog: Modern tahkiyeli eserlerde görülen ve insanın İç dünyasını okuyucuya aracısız aktarmayı hedefleyen bir tekniktir.Kahramanın söylenmemiş düşüncelerinin, zihnin serbest bir ürünü olarak, fakat mantıki bir sıra içinde, gramer kurallarına uygun ve konuşma diline yakın bir şekilde, doğrudan doğruya okuyucuya anlatması iç monolog tekniğinin belirgin özelliklerini oluşturur.Bu teknik, GÜRSEL AYTAÇ’IN de belirttiği gibi:" Anlatı kapsamında yer alan bir figürün ruh varlığının doğrudan doğruya., ama onun ağzından, söze dökülmeksizin .onun düşünceleri, hatıraları çağrışımları aracılığıyla ve bilinç akımı tarzında kendi kendine konuşmasına, tanık olurcasına anlatıma aktarılmasından ibarettir.
h) İc Dialog: Tahkiyeli eser figürünün ruh dünyasını yansıtacak şekide kendi kendine konuşmasına “iç dialog" diyoruz.Bu tekniği tespitte iki belirgin ip ucundan istifade edebiliriz:
1 .Cümleler.figürün içinde bulunduğu atmosfere ve ruh dünyasına uygun olmalıdır.2.İç dialogda günlük konuşma cümleleri ağır basar.
ı ) Leitmotif Tekniği: Aslında bir müzik terimi olan "leitmotif, esas itibariyle kişileri, nesneleri karakterize eden, tekrarlanan ana motif anlamına getir. Tahkiyesi eserlerde, figürü karakterize etmek, ya da hatırlatmak için, çeşitli şekillerde ve vesilelerle tekrarlanan İfade ve kalıplar sayesinde bu teknikten faydalanılır. Vatan Yahut Silistre'de Abdullah Çavuş'un sık sık “kıyamet mi kopar?" demesi bu teknik için güzel bir örnektir.
Tasvir, varlıkların dışıyla ve dışa yansıyan yanlarıyla ilgilidir. Bu itibarla denilebilirki tasvir, varlıkların gözle Görülebilen veya hissedilebilen kısımlarının anlatılmasıdır. Görme ise iki türlüdür Yani eşya, ya olduğu gibi, veya değiştirilerek insanın istediği gibi görülür Sanatkar her şeyi olduğu gibi görür ve anlatırsa, buna "objektif tasvir" diyoruz. Yazar, tasvir ettiği şeyleri kendinde uyandırdığı sevinç, nefret gibi duygularla birlikte verirse, buna da "sübjektif tasvir" diyoruz. Bu tarz tasvirlerde, yazarın dünya görüşü sanat ve edebiyat anlayışı ile hayal gücünün büyük rolü vardır. Subjektif tasvirde gerçekdışı ve abartılmış noktalarla da sıkça karşılaşmak mümkündür. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bir eserde çevre, insan, hayvan, eşya. Olay gibi çeşitli varlık ve nesnelerin tasvirleri de yapılabilir.
b) Tahlil: "İç monolog' ve "şuur akışı” ortaya çıkarılıncaya kadar, insanların duygu ve düşünceleri bu teknikten yararlanılarak anlatılmıştır Tahlil, kişilerin ve durumların gözle görülemeyen taraflarının anlatılmasından ibarettir. Tahliller, psikolojik ve sosyolojik olabilir. Tahlil tekniği sayesinde anlatıcı, tahkiye eserdeki kişilerin duygu ve düşüncelerini, psikolojik durumlarını, meydana getirdikleri olayların gerçek sebeplerini inandırıcı bir şekilde okuyucuya aktarmaya çalışır. Ayrıca psikolojik tahlillerde, olayların kişi üzerindeki etkileriyle, kişilerin bunlar karşısında gösterdikleri tepkiler de dikkat mevzuudur.
Metod bakımından tahliller de tasvirler gibi "objektif veya "sübjektif" metodlardan biri ile yapılabilir. Öte yandan, gerek tasvirler, gerekse tahliller teknik bakımdan iki şekilde karşımıza çıkabilir:
- 1) Kesik Tahlil: Bu teknikte olay anlatılırken, araya girilerek tahlil ya da tasvir yapılır; sonra başka bir olaya geçilir. Bir başka deyiş ile vak'anın akışı durdurularak tahlil veya tasvire yer verilir.
- 2) Girişik Tahlil:Bu teknikte ise hem olay anlatılır, hem de gereken yerlerde tahlil veya tasvire yer verilir.Değişik bir ifadeyle, olaylar durdurulmaz ve vak'anın akısı kesilmez. Sunlardan "girişik" tarzda yapılan tahlil ve tasvirin daha zor olduğunu, ancak tahkiyeli eserin başarı şansın; artırabileceğini de belirtmeliyiz.
c) Anlatma ve Gösterme Teknikleri: Mahiyetleri icabı, çoğu zaman birlikte kullanılan bu tekniklerden ilkinde, okuyucunun dikkati " anlatan" üzerinde, ikincisi olan gösterme tekniğinde ise eser üzerinde yoğunlaşır. Anlatma tekniğinde okuyucu ile eser arasına sürekli yazar girer. Okuyucu hemen her şeyi anlatıcı kanalıyla görür ve öğrenir. Bu tekniğe karşı olarak tiyatro türünden istifade ile geliştirilen gösterme tekniği ise. olaylar, kişiler, nesneler gibi, tahkiyen eserde bulunan hemen her şeyin doğrudan doğruya okuyucuya sunulmasından ibarettir. Değişik bir söyleyişle, bu teknikte anlatıcı. Okuyucu ile eser arasına girmemeyi hederler. En azından böyle bir izlenim bırakmaya çalışır.
ç)Geriye Dönüş Tekniği: Tarihi romanlarda sıkça görülen bu tekniği, yazarlar, çeşitli amaçlarla kullanmışlardır. Herkesin bidiği gibi yazarlar hal (şimdiki zaman) içinde yasarlar. Bundan dolayı da tahkiyeli eserlerde ister istemez hal (şimdiki zaman) ağır basar.Yazarlar bazen bu ağır baskıyı hafifletmek icin veya geçmişten elde ettikleri bilgiyi ve hazır zamanı değerlendirmek için " geçmiş" e dönerler.îşte çeşitli vesilelerle ve yollarla, halden (şimdiki zaman) geçmişe yönelmeye " geriye dönüş tekniği" diyoruz.
d) Şuur Akısı ( Bilinç Akımı) Tekniği: Tahkiyelieser kişilerinin duyguve düşüncelerini, her hangi mantıki bir bağ ve gramer kuralı endişesi taşımaksızın, düzensiz bir şekilde ve çağrışım ilkesi paralelinde doğrudan doğruya okuyucuya aktarmaktan ibarettir. Aynı zamanda insanların tanıtılmasında da kullanılan bu teknikte yazar, okuyucuyu kahrama*nın iç dünyası ile başbaşa bırakmayı hedefler.
e) Montaj Tekniği: Bizdeki "iktibas" sanatını hatırlatan bu teknik, bir yazarın baş*kasına ait bir söz veya yazıyı, belirli bir amaç için kalıp olarak eserinde kullanmasından ibarettir. Söz konusu aktarma, aynen veya mealen yapılabilir.Burada önemli olan, aktarılan parçanın, eserin yapısına uygun düşüp düşmediğidir.
f) Özetleme Tekniği: Daha çok eski (klasik) tahkiyeli eserlerde görülen bu teknikte, varlığı kuvvetle hissedilen anlatıcının olayları, kişileri veya hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi özetleyerek anlatması esastır. Çağdaş romancılar bu ışı "bilinç akımı"," tahlil" veya " iç monolog" tekniklerinden yararlanarak yaparlar.
g) İç Monolog: Modern tahkiyeli eserlerde görülen ve insanın İç dünyasını okuyucuya aracısız aktarmayı hedefleyen bir tekniktir.Kahramanın söylenmemiş düşüncelerinin, zihnin serbest bir ürünü olarak, fakat mantıki bir sıra içinde, gramer kurallarına uygun ve konuşma diline yakın bir şekilde, doğrudan doğruya okuyucuya anlatması iç monolog tekniğinin belirgin özelliklerini oluşturur.Bu teknik, GÜRSEL AYTAÇ’IN de belirttiği gibi:" Anlatı kapsamında yer alan bir figürün ruh varlığının doğrudan doğruya., ama onun ağzından, söze dökülmeksizin .onun düşünceleri, hatıraları çağrışımları aracılığıyla ve bilinç akımı tarzında kendi kendine konuşmasına, tanık olurcasına anlatıma aktarılmasından ibarettir.
h) İc Dialog: Tahkiyeli eser figürünün ruh dünyasını yansıtacak şekide kendi kendine konuşmasına “iç dialog" diyoruz.Bu tekniği tespitte iki belirgin ip ucundan istifade edebiliriz:
1 .Cümleler.figürün içinde bulunduğu atmosfere ve ruh dünyasına uygun olmalıdır.2.İç dialogda günlük konuşma cümleleri ağır basar.
ı ) Leitmotif Tekniği: Aslında bir müzik terimi olan "leitmotif, esas itibariyle kişileri, nesneleri karakterize eden, tekrarlanan ana motif anlamına getir. Tahkiyesi eserlerde, figürü karakterize etmek, ya da hatırlatmak için, çeşitli şekillerde ve vesilelerle tekrarlanan İfade ve kalıplar sayesinde bu teknikten faydalanılır. Vatan Yahut Silistre'de Abdullah Çavuş'un sık sık “kıyamet mi kopar?" demesi bu teknik için güzel bir örnektir.
Yorum Gönder