HALK HİKAYELERİ KONU ANLATIMI,HALK HİKAYELERİ DERS NOTLARI, HALK HİKAYELERİ, HALK HİKAYELERİ KONUSU NOTLARI, 10.SINIF EDEBİYAT HALK HİKAYELERİ,
HALK HİKÂYELERİ
Türk edebiyatında 16.asırdan
itibaren görülmeye başlanan, genellikle âşıklar tarafından nazım-nesir karışık
bir ifade tarzı ile dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile sözlü
olarak aktarılan , yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdir.
Destanların, zaman
içerisinde biçim ve öz değişikliğine uğramasıyla oluşan ürünlerdir. Halk
hikâyelerinde olağanüstü unsurlar azalmış, kişiler ve olaylar doğal boyutlarına
gelmiştir. Halk hikâyeleri ilahi bakış açısı ile oluşturulur. Yani hikâyelerin
anlatıcısı her şeyi bilmektedir. Bu hikâyelerin metinleri kurmacadır ve bu
metinlerde dil şiirsel işleviyle kullanılmıştır.
Halk Hikâyelerinin Genel Özellikleri
- Hikâye
türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikâyeye geçişi
sağlayan anonim eserlerdir.
- İlk
örnek Dede Korkut Hikâyeleridir.
- Halk
hikâyelerinin destan döneminin kapanmasından sonra ortaya çıktığı kanaati
yaygındır. Nitekim Türk edebiyatında halk hikâyelerinin en eski örneği
sayılan “Dede Korkut Hikâyeleri” de destandan halk hikayeciliğine geçiş
dönemi ürünü olarak kabul edilmektedir.
- Hikâyenin
kahramanı âşık olur, sevgilisine kavuşma yolunda çeşitli maceralara girer,
sonunda kavuşur veya kavuşamaz ama hikâye de orada biter. Destanlarda
böyle kesin bir son mevcut değildir.
- Halk
hikâyelerinde anlatılan ilişkiler, toplum içi olup, fertler ve tabakalar
arasında cereyan eder. Hikâyelerde olağanüstü özellikler epeyce
azalmıştır.
- Halk
hikâyeleri, destandan modern öyküye ve romana geçişin köprüsü kabul
edilir.
- ”Döşeme”,
“asıl hikâye” ve “dua” bölümlerinden oluşur.
- Ortaya
çıktıkları dönemin sosyal, siyasal ve kültürel özelliklerini yansıtır.
- Olaylar
halkın anlayacağı, sade bir dille anlatılır.
- Âşıklar,
olayları saz çalarak taklitler yaparak anlatırlar.
- Kişiler
ve olaylar gerçeğe yakındır; olağanüstülükler oldukça sınırlıdır.
- Anlatıcıları
halk ozanları, şairler, âşıklar gibi kültürü olan kişilerdir. Anlatımda
nazım ve nesir birlikte kullanılır. Hikâyelerde olayın anlatımını
hızlandırmak için nesre başvurulurken, duyguları daha etkili yansıtmak
için nazım kullanılmıştır.
- Halk
hikâyeleri sözlü gelenek ürünleridir, yani anonimdir.
- XVI.
yüzyıldan itibaren destanın yerini almıştır.
- Nazım-nesir
karışıktır.
- Anlatmaya
ve olaya dayanan bir türdür.
- Masallarda
olduğu gibi kalıplaşmış ifadeler vardır.
- Halk
hikâyesinin içinde masal, efsane, fıkra, dua, beddua, deyim, atasözü,
bilmece vb. örneklerine rastlanabilir.
- Özel
anlatıcıları vardır. Meddahlar veya âşıklar tarafından anlatılır.
Anlatıcıları okur-yazar, az çok kültürlü kişilerdir.
- Genellikle
mutlu bir biçimde biter.
- Kahramanların
yaptığı dua ve beddualar mutlaka kabul edilir. Kahramanın en büyük
yardımcısı Hz. Hızır, ondan sonra attır.
- Kahramanlar
genellikle dört şekilde âşık olur:
- Bade
içme,
- Resme
bakarak âşık olma,
- İlk
görüşte âşık olma,
- Aynı
evde büyüyen kahramanlar kardeş olmadıklarını öğrenince.
Halk hikâyeleri konularına göre üçe ayrılır:
- Aşk
hikâyeleri: Toplum
hafızasında uzun süre yaşayan aşkların hikâyeleştirildiği sevgi temalı
halk hikâyeleridir. Bu hikâyelere Elif ile Mahmut, Derdiyok ile
Zülfü-siyah, Âşık Garip, Kerem ile Aslı, Arzu ile Kanber, Tahir ile Zühre,
Ercişli Emrah ile Selvihan vb. örnek verilebilir.
- Dinî
temalı kahramanlık hikâyeleri: Tarihe
mal olmuş kahramanları veya dinsel açıdan önemli kabul edilen erdemli
kişileri konu edinen halk hikâyeleridir. Bu hikâyelere Battal
Gazi, Danişment
Gazi ile ilgili hikâyeler, Hayber Kalesi, Van Kalesi gibi Hz. Ali ile
ilgili hikâyeler vb. örnek verilebilir.
- Destansı – kahramanlık-halk hikâyeleri: İçinde destana ait bazı özellikleri barındıran halk hikâyeleridir. Bu hikâyelere Dede Korkut Hikâyeleri ve Köroğlu Hikâyesi örnek gösterilebilir.
Türk halk hikâyeleri genel olarak beş bölüm halinde düzenlenir:
- Fasıl: Âşık bu bölümde dinleyiciyi hazırlamak,
ustalığını göstermek veya dinleyenlerin isteklerine cevap vermek için bir
divani söyler. Ardından cinaslı bir türkü, bunun ardından da olağanüstü
bir konunun yer aldığı bir tekerleme söylenir.
- Döşeme: Manzum veya mensur cümlelerden oluşan
kalıplaşmış bir giriştir. Hikâyenin geçtiği yer ve zaman, hikâyenin
kahramanları ve bunların aileleri tanıtılır.
- Hikâyenin
Asıl Konusu: Aşk
hikâyelerinde aşığın sevgilisine kavuşmak için çektiği sıkıntılar;
dini-destanî hikâyelerde ise, din ve kahramanlık konuları ağır basar.
- Sonuç
ve Dua: Aşk
hikâyelerinin büyük bir çoğunluğu sevgililer vuslata ermeden biter.
Hikâyenin sonunda dua edilerek hikâye bitirilir.
- Efsane: Hikâye ile ilgisi olmayan bu efsanede, vuslatın gerçekleşmediği hikâyelerde sevgililerin öbür dünyada vuslata ereceklerine işaret edilir.
Halk hikâyeleri; Türk, Arap ve İran-Hint kaynaklı olmak üzere üç grupta
toplanır:
- Türk
kaynaklı hikâyeler: Dede
Korkut Hikâyeleri, Kerem ile Aslı, Âşık Garip, Emrah ile Selvihan…
- Arap
kaynaklı hikâyeler: Yusuf
ü Züleyha, Leyla ile Mecnun…
- Hint-İran kaynaklı hikâyeler: Ferhat ile Şirin, Kelile ve Dimne…
Halk hikâyelerini
destanlardan ayıran özellikler:
*Tarihi
bir vakanın olması şart değildir.
*Nazım-Nesir karışıktır. Zamanla nesir nazıma üstünlük kazanmıştır.
*Şahısların ve olayların anlatılmasında gerçekçiliğe daha çok yer verilmiştir.
*Kahramanlıktan çok, aşk maceralarına yer verilmiştir.
*Söz konusu edilen olaylar ve kişiler oldukça azalmıştır.
*Nazım-Nesir karışıktır. Zamanla nesir nazıma üstünlük kazanmıştır.
*Şahısların ve olayların anlatılmasında gerçekçiliğe daha çok yer verilmiştir.
*Kahramanlıktan çok, aşk maceralarına yer verilmiştir.
*Söz konusu edilen olaylar ve kişiler oldukça azalmıştır.
*
Hikâyedeki manzum kısımların genellikle saz eşliğinde dile getirilmesi,
*Toplum
karşısında anlatılmışlardır.
*Değişik bir anlatılma üslup ve geleneği vardır.
*Belli yerlerinde tekerleme adı verilen söz kalıpları kullanılmıştır.
*Değişik bir anlatılma üslup ve geleneği vardır.
*Belli yerlerinde tekerleme adı verilen söz kalıpları kullanılmıştır.
Yorum Gönder